Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği


Video Portal



 

Değerli Meslektaşlarım,

 

COVID-19 pandemisi yaklaşık üç aydır ülkemizi etkilemekte; yeryüzünde neredeyse tutulmayan bölge yok. Yaşadığımız sürece gördüğümüz en kapsamlı yaratık istilası.

 

Virüs pek çok yaşamı sonlandırdı, daha fazla kişiyi de  uğraştırdı, üzdü. Kayıplarımız için bir kez daha başsağlığı dilerken, hastalarımıza geçmiş olsun diyoruz.

 

Koronavirüs hepimizi olumsuz etkiledi. Burada sağlık (fiziksel ve psişik etkileri) dışındaki olumsuz etkilerinden sözetmek istiyorum. Söz konusu olan ortopedi ve travmatoloji camiası olmakla birlikte, değineceğim etkilenmeler sadece bu camia için sınırlı olmayıp başka branşlar için de pekala geçerlidir. Süreç sona erdikten sonra virüsün dolaylı olarak yaşamın çeşitli alanlarında  bazı olumlu etkilere  vesile olması beklenebilir; elbette bazı dersler çıkarabilirsek.

 

Bu iki bölümlü yazıda  üç konudaki etkilenmeyi kendi penceremden değerlendirmeye çalışacağım: Eğitim, hekim ve sağlık personelinin toplumdaki yerleri ve ekonomik durumları.

 

İsterseniz önceliği eğitime verelim. Tüm toplantılar ertelendi / iptal oldu. Bunlar arasında büyük kongrelerimiz olduğu gibi, çok önemli asistan ve mezuniyet sonrası eğitimi  etkinliklerimiz de vardı.  Eğitim kurumlarımızdaki asistan eğitimi de hem teorik, hem pratik alanda aksadı. Uzaktan eğitim çabaları ve uygulamalarının, olumlu olmakla birlikte eksiği yerine koymakta  yetersiz kaldıklarını düşünmekteyim. Malum, uygulamanın ön planda olduğu bir alanda çalışıyoruz.

 

Toplumdaki yerimiz ve saygınlığımız nasıl etkilendi? Böyle salgın zamanlarında sağlık çalışanlarının değerlerinin daha iyi anlaşılması beklenir. Özellikle zor geçen ilk haftalardaki yazılı ve görsel medya haberlerini anımsarsanız sağlık çalışanları el üstündeydi. Bir de balkon alkışlamalarını ekleyin; her şey çok güzeldi. Bunların yapay uğraşlar olduğu düşünmüştüm; somut sonuçlar getireceği yönünde endişem vardı.

 

Süreç gereği doğal olarak sağlık çalışanlarının ön planda olduğu bu dönem şiddete karşı etkin bir yasa çıkarılması için çok kıymetliydi. Gelişmeleri biliyorsunuz; kanun yapıcıların çalışma yeri olan mekanda bir grup yasa teklifi verdi, diğer grup engelledi. Hemen akabinde diğer grup bir teklif verdi. Bu hizmet yarışından gözlerimiz yaşardı doğrusu. Şaka bir yana,  bu yaşananlar ne yazık ki  ancak demokrasi fakiri  bir toplumda görülebilecek cinsten.

 

Yasanın beklentileri tam olarak karşılamadığını söyleyebiliriz.  Hukukçuların yaygın görüşü, yeni düzenlemenin eskisine oranla daha iyi olduğu, ancak eksik taraflarının da bulunduğu yönündedir. Ne denli caydırıcı olacağı önümüzdeki günlerde ortaya çıkacaktır. Yasanın yürürlüğe girmesinin hemen ardından bir kadın meslektaşımıza tüple saldırı, bir saldırganın ciple bir hastaneye “dalma” girişimi, son olarak da Kırıkkale’de iki asistan kardeşimizin darp edilmeleri önümüzdeki günler için ne yazık ki ümit vermemektedir. 

 

Hekimlerin virüsle mücadele yolunda başlarına gelenin “meslek hastalığı” veya “iş kazası” olarak değerlendirilmemesi de bir başka olumsuzluk olarak önemle vurgulanmalıdır.

 

 Koronavirüsün cebimize ettikleri ise bir sonraki yazının konusu.

 

Saygılarımla,

Dr. Halit Pınar

© Tüm hakları Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği’ne aittir.
Loading...

İşleminiz gerçekleştiriliyor. Lütfen bekleyiniz...