Değerli Meslektaşlarımız,
Malzeme temini çalışmaları kapsamında Devlet Malzeme Ofisi (DMO) tarafından ortopedi ve travmatoloji branşı ile ilgili listeler yönetim kurulumuza iletilmiştir. Gönderilen listelere istinaden ilgili TOTBİD Eşgüdüm Kurulu Dernek ve Şubelerinden gelen görüşler düzenlenerek, aşağıdaki şekli ile Devlet Malzeme Ofisi ve T.C. Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü’ne gönderilmiştir.
Saygılarımızla,
TOTBİD Yönetim Kurulu
- Artroplasti malzemelerinin tek bir kategoride değil her biri ayrı özellikler içerdiğinden katalog şeklinde sunulmasıyla tüm firmaların ve güncel tüm artroplasti ürünlerinin listeye dahil edilmesi gerekmektedir. Katalog sistemine geçilmesi hem rekabeti artıracak hem de hastanelerde malzeme temin süreçlerinde tek firmaya bağlı set ve implant teminindeki sorunları da ortadan kaldıracaktır.
- Artroplasti uygulanan artroz vakaları gerek kalçada gerekse de dizde tek bir sınıfta kategorize edilemeyecek çeşitlilikte vakalardır. Vakaların özgüllüğü nedeniyle kullanılacak malzemelerin eklem hasarının tipine göre çeşitlilik arzetmesi de kaçınılmazdır. Eklemdeki deformitelerin ve kemik defektlerinin tipine göre primer vakada bile kullanılabilecek revizyon implantlarıyla uyumluluk gerektiren durumlar için buna uygun malzemeleri sunan artroplasti implantlarının da seçilebilmesi gerekmektedir.
- Kullanılacak artroplasti malzemelerinin sadece fiyat endeksli değil güncelliği, bilimsel değerleri ve implantı uygulayacak ve hasta üzerindeki tüm sorumluluğu alacak hekimin ihtiyaçları doğrultusunda temin edilmesi gerekmektedir. Dolayısıyla endikasyonu koyacak hekimin de malzeme temin süreçlerine dahil edilmesi gerekmektedir.
- Artroplasti vakalarında kullanılan implantların hastaya uygulama aşamasında her marka için bir bütün olarak uygulanması gerekmektedir. İmplantların ayrı, çimento ve benzeri malzemelerin ayrı temini implanta özgüllük sebebiyle komplikasyonlara sebep olacaktır. Bu komplikasyonlar ucuz malzemenin temini ile elde edilecek kârdan çok daha büyük maliyetli revizyon cerrahilerine sebebiyet verecektir.
- Şehir hastaneleri ve üniversite hastaneleri gibi yüksek hasta ve cerrahi sirkülasyonuna sahip merkezlerde kullanılacak implantlar için satın alma süreçlerine az sayıda firmanın dahil edilmesi malzeme temininde sıkıntılara yol açacak bu da hastaların cerrahi süreçlerinin uzamasına hatta cerrahi sırasında komplikasyonlara neden olacaktır.
- Temin edilecek malzemelerin alım süreçlerinde, hastaya yapılan cerrahinin ve sonrasında cerrahi sonuçların tek sorumlusu olacak hekimlerin esas karar verici olması sağlanmalıdır. Hekim sorumluluk altında olduğu tedavi süreçlerinde, güncel malzeme kalitesine ve çeşitliliğine ulaşabilmeli, ihale süreçleri bu çeşitlilik ve kaliteyi sağlayacak şekilde hekim danışmanlığında yapılmalıdır. Bu sorumluluğun paydaşı olmayacak kişilerin kullanılacak malzemeye karar vermesi öncelikle cerrahi süreçlere, bunun ötesinde de hastaya zarar verecektir.
- Mevcut SUT kodları temel alınarak hazırlanan sistemde SUT kodlarının uzun yıllardır yetersiz olduğu / kapsamadığı, ancak dünyada 20 senedir başarıyla uygulanmakta olan ve artroplasti literatüründe şiddetle tavsiye edilen "trabeküler metal teknoloji ürünlerinin" bu yeni sisteme dahil edilmesi ülkemiz medikal standartlarının geri kalmışlığını gidermek ve çağdaş seviyeye getirebilmesi adına şarttır. Yeni alan tanımlanmak suretiyle "trabeküler asetabular kap" ve "trabeküler augmentlerin" ihale kapsamına dahil edilmesini öneriyoruz.
Ortopedi ve travmatoloji klinik uygulamalarında; travma hasta grubu ortopedik onkoloji hastaları ile birlikte COVİD-19 pandemisi dönemi de dahil olmak üzere vakaların ertelenmeden devam ettirildiği bir alanı oluşturmaktadır. Bu bağlamda travma hastalarında kullanılan implantların devamlı ve düzenli temini, alternatif implantlara erişebilirliğin sürdürülebilmesi ve ameliyat esnasında ortaya çıkabilecek komplikasyonların en iyi şekilde yönetilebilmesi sağlık sistemimiz için olmazsa olmaz bir stratejidir. Önceki dönemlerde farklı platformlarda defalarca vurguladığımız implant kalitesi ve çeşitliliğinin arttırılması gerekliliği travmatoloji alanında çok önemli bir konu olmaya devam etmektedir. Ayrıca hem hastaların tedavi kalitesinin artmasını hem de hekimin operasyonları daha güvenli ve başarılı bir şekilde yapabilmesini sağlayan kalitesi kanıtlanmış yenilikçi ürünlere ulaşılabilirliğinin sağlaması tüm kurumların ortak amacı olmalıdır.
DMO tarafından hazırlanan listede; malzemeler üst ve alt ekstremite olarak ayrılmış ayrıca pelvis, vertebra ve çocuk ortopedisi grupları oluşturulmuştur. Anatomik bölgelere göre alt kırılımlar yapılarak SUT EK-3F-4 travma ve rekonstrüksiyon tıbbi malzeme alan tanımlarından bu bölgeler için tanımlı olanlar ile eşleştirilmiştir. Sahada travma alanında güncel uygulamamız da benzer şekilde devam etmektedir. Örneğin; cerrahi gereken proksimal humerus kırığı için plak sistemi, çivi sistemi veya protez sistemi hazır olacak ya da ulaşılabilir olacak şekilde bir tıbbi malzeme temin süreci uygulanmaktadır. Bu malzemeleri getirebilecek ilgili firmalar stok, lojistik ve ameliyat zamanına göre planlamalarını yaparak neredeyse ameliyat kadar stresli olan malzeme temin sürecini hekimler ile birlikte yürütmektedirler.
DMO açısından yapılan planlamanın amacı listelerde açık bir şekilde belirtilmemiştir. Ancak yapılan gruplamalar doğrultusunda artroplasti pilot uygulamasında olduğu gibi her grup için tek bir tedarikçi ile anlaşma şeklinde bir düşüncenin olduğu değerlendirilmiştir. Tıbbi malzeme temini konusunda bu tür uygulamalar; hekimin mesleğini bağımsız ve özgün şekilde yapmasını engelleyebileceği gibi olası yoğunluk durumlarında malzeme tedarik zinciri ve sürekliliği konusunda aksaklıklara da neden olacaktır. Covid-19 pandemisi; ülkemizin sağlık sisteminin diğer gelişmiş ülkelerde olduğu gibi güçlü ve dayanıklı olduğunu ispatlamıştır. İlerleyen dönemde sağlık turizmi açısından ülkemize olan ilginin artacağının göstergesidir. Bu açıdan bakıldığında da ülkemiz sağlık güvencesi kapsamında olan hastalara kullanılan implantların kalitesi, yenilikçi özellikleri ve çeşitliliği ayrıca önem arz etmektedir. DMO ve diğer paydaşların amacı; bu felsefiyi öne alacak şekilde uygulamalara yönelerek sadece bedel üzerinden gitmeyen kalite standartlarına, yenilikçi özelliklere göre temin süreçlerini tesis etmek olmalıdır. Hedefimiz dünya ölçeğinde üst düzey sağlık hizmeti sunmaktır. Bunun için implant kalitesi ve çeşitliliğinden, tedarik zincirinin genişletilmesinden ayrıca sürdürülebilirlikten ödün vermemek gerekmektedir.
Travma cerrahisi ertelenebilir veya geciktirilebilir özellikte değildir. Kırık nedeniyle başvurmuş bir hastayı malzeme temin süreçleri (stok eksikliği, lojistik sorunlar, ihale prosedürleri vb…) nedeniyle bekletemeyiz. Aksi takdirde hem medikolegal hem hukuksal süreçler hastanelerimizi, doktorlarımızı ve sağlık politikası belirleyicilerini zor durumda bırakacak sonuçlar ortaya çıkaracaktır. Diğer taraftan travma ameliyatları dinamik süreçlerdir. Ameliyat sırasında yaşanabilecek komplikasyonlara anında müdahale edebilmek çok önemlidir. Alternatif implantlara gerek duyulabileceği, farklı bölge için tasarlanmış ürünlerin modifiye yöntemler ile diğer bölgelere kullanılabileceği gibi durumlarla da pratik uygulamalarda karşılaşabileceğimiz alınan kararlarda göz önünde bulundurulmalıdır.
Sonuç olarak; yapılacak düzenlemeler temin süreçlerini kolaylaştıracak, yenilikçi ürünlere alan yaratabilecek, sağlık turizmi ile ilgili süreçlere pozitif etki oluşturacak, hekimi tedavi seçiminde sınırlandırıcı özellikte ve mesleki yıpranmayı arttırıcı özellikte olmayacak ayrıca en önemlisi hastaya en az zararla en iyi, en kaliteli tedaviyi sağlayacak nitelikte olmalıdır.
Türk Ortopedi ve Travmatoloji Birliği Derneği olarak eşgüdüm derneklerimizden aldığımız geri bildirimlere göre sürece her aşamasında dahil olabilecek ve bilimsel ve akademik olarak destek verecek durumdayız. DMO’ nin ihale süreçlerinde bilimsel katkı anlamında derneğimiz ortopedi ve travmatolojinin çatı derneği olarak gerekli yardım ve rehberliği yapmaya hazırdır.